top of page

Çocuk ve Proton Tedavisi

Çocuklar proton tedavisinden sonra bir ömür sağlıklı kalabiliyorlar


Yakın bir zamana kadar dünyada ölüm oranı en yüksek hastalıklar grubunda kardiyoloji hastalıklar varken, şimdi kanser hastalıkları ilk sıraya geçebilecek gibi durmaktadır. Önemli noktalardan biri sadece tedavi olmak değil aynı zamanda yaşam kalitesini arttırmaktır. En sık hastalıklara yakalananlar ise çocuklar ve bu nedenle özel tedavi yaklaşımları gerekmektedir. Çocuklar tedavi olurken, tedavi olduktan 10 sene sonra bile halen sağlıklı olmaları ve kanser lüksünden korunmaları önceliklidir. Bugün MIBS proton merkezinin yönetim kurulu başkanı Arkadiy Stolpner ile proton tedavisi üzerine konuşacağız.


Işın taraması ve ılın tedavisi dünyada en etkili kanser tedavisinde kullanılan araçlardır. Işın tedavileri farklıdır, proton tedavisinin özelliği nedir peki ?

Arkadiy Stolpner: Proton terapisi 1946 yılında İsveç’te Wilson’un çalışmaları ile başlamıştır. Rusya’da bir kaç bilimsel çalışmalara yönelik proton merkezimiz Dubne ve Gatche’de vardı. Bu merkezle 1980’lerde SSCB’de dünyada gerçekleştirilen proton tedavisinden kazanılan deneyimin yüzde 30’u bulunmaktaydı. Amerikalılar ve Fransızlar ile lider konumuna gelmiştik fakat 1990’larda onlar ileriye giderken, biz geride kaldık. Şimdi arayı kapatmaktayız.


Proton tedavisi bütün onkoloji hastalıklarında kullanılmakta mıdır ?

Arkadiy Stolpner: Proton tedavisi solid (katı) kanser tümörlerinde kullanılmaktadır. Hematolojik kanserlerde son derece nadir durumlarda kullanılmaktadır. Solid tümör dediğimiz tümörler genellikle Beyin tümörleri, böbrek tümörleri, karaciğer tümörleri, prostat tümörleri, meme tümörleri, pankreas, sarkoma ve benzeri tümörlerdir.


Peki, neden foton değil de proton tedavisi ?

Arkadiy Stolpner: Işın tedavisi foton ve proton olarak ikiye ayrılır, Foton ışın tedavisi alışılan ve geleneksel dediğimiz elektronların iyonlaşması ile uygulanan X ışınıdır. Protonlar ise hidrojen çekirdeğinin iyonlaşması ile oluşmaktadırlar ve foton parçacıklarına göre daha büyük çaplı parçacıklardan oluşur. Foton ışınları aldıkları yol boyunca enerjilerini kaybederken, proton ışınları yapılan planlama ile tümörün içinde ışın enerjisini bırakmakta ve çevre organlara en az zarar vermektedir.


Protonların başka özellikleri nelerdir ?

Arkadiy Stolpner: Proton tedavisinde beynin kognitif özellikleri en az zarar görmektedir, bu çocukların tedavisinde önemli bir rol oynar. Benim bakış açıma göre protonların en önemli özelliği iyonize radyasyon kendi başına kanserojen bir özelliktedir, yani kanser hastalıkların ortaya çıkmasına yol açar, Çernobildeki patlamadan sonra kanser patlaması bundan dolayıdır.


Kanser hastası çocukların en önemli ölüm nedeni ikincil oluşan kanserlerdir, Medulloblastom tedavisinin başarı oranı 80% olsa da, 10-15 yıl sonra aynı yerde 20% - 30% oranla aynı yerde ikincil tümörler gelişir. Proton tedavisinde bu oran 3% ‘e kadar düşmektedir. Bu oranları karşılaştırdığınızda proton tedavisinin önemli ölçüde daha koruyucu olduğu açıktır. En önemli faktör ise, tedavi sonrası sağlıklı bir yaşantı, tedavi gören çocuklar sağlıklı bir ömür geçirebiliyorlar.


Peki yaşam kalitesi hakkında ne söyleyebilirsiniz ?

Arkadiy Stolpner: Tamamen normal, zararlı yan etkiler son derece azdır, foton tedavisine göre. Bundan dolayı yaşam kalitesi de artmaktadır.


İnternetin bu kadar yaygın olduğu zamanda bile, tedavi konusunda referanslar halen önemini taşımaktadır, Sibiryada oturan bir anne, çocuğunu Leningrad bölgesindeki proton enstitüsüne yönlendirmem için ricada bulunmuştu, anladığım kadarıyla size başvuran öncelikli olarak çocuk hastalar.

Arkadiy Stolpner: Evet, hatta bizler önceliği çocuklara veriyoruz, dünyada proton terapisinin uygulama alanları halen kısıtlı, bu nedenle merkezimizin yılda 850-900 kadar hasta kabul edebilmesi nedeniyle, çocuklar bizler için ilk sırada yer alıyor.


Onkologlar tarafından tedavi gören çocuklar, hekimlerin aileleri sizin merkezinize yönlendirme yapmasının bir nedeni var mıdır ?

Arkadiy Stolpner: Rusya’da çocukları tedavi eden iki proton merkezi var, Dimitrovgrad ve bizim (MIBS) merkezimiz. Biz 2017 de açıldık, onkoloji alanında çalışan hekimlerimi büyük bir yol katettiler 2008’den beri çalışan onkoloji merkezimizde. Biz bütün ülkeden gelen hastalara hizmet veriyoruz. Geçen sene yüksek teknoloji kullanılarak 4.500 kişi tedavi oldu, proton tedavisi alan hasta sayısı 890 kişi ve onlardan 351’i çocuk. Çocuk hasta sayısını arttırmaya gayret ediyoruz yılda 450 çocuk kadar. Bu alanda bizlere Dima Rogachev Merkezi ve başkanı Aleksandr Rumyancev bizleri destekliyor.


Sizin proton tedavi merkezinizin adı Sergey Berezin, neden ?

Arkadiy Stolpner: Sergey Berezin benim arkadaşım, ortağım ve alanında uzman bir radyolog. Rusya’da tomografi alanında çalışma yapan ilk uzmanlardan biridir fakat ne yazıkki 2005 yılında vefat etti.


Peki merkezin onun adını alması iyi bir arkadaşınız olduğu için mi oldu ? Özel bir merkez olması, devlet ve özel olarak tedavi merkezlerini ele aldığımızda, ulaşılabilirlik nedir ? Bir çocuk hastalandı diyelim, tedaviye erişmesi ve süreç nasıldır ?

Arkadiy Stolpner: Biz birçok bölgede onkologlar ile çalışıyoruz ve onlar, kanser teşhisi konan bir hasta olduğu zaman proton tedavisi alması gerektiğini biliyorlar. Biz sadece ışın tedavisi yapmıyoruz, aynı zamanda cerrahi ve kemoterapi tedavilerini de yapmaktayız. Yani bütünsel bir yaklaşım ile gerekli tüm kanser tedavilerini hastaya yapabilmekteyiz. Bize ulaşmak son derece basit, teşhis konduktan sonra tarafımıza e-mail yolu ile ilgili tıbbi raporları iletmeniz yeterli olacaktır.


İkinci tıbbi görüş ve danışmanlık alabiliyorsunuz, federal devlet desteği alanlar için gerekli işlemleri yapabiliyoruz. Çocuk hastayı gerekli olduğunda yatış için hastanemizde en konforlu şekilde ağırlayabiliyoruz. Şu anda ikinci merkezimizin yapımı devam ediyor, dünya standartlarında bir merkez olacağını söyleyebilirim.


Proton merkezi kuruyoruz, biz dediğiniz kimdir ? Lineer hızlandırıcıları nerden temin ediyorsunuz ?

Arkadiy Stolpner: Satın alındı, Ne yazıkki yurtdışından, maliyeti ben ve ortaklarımız karşılıyorlar, biz bu maliyetleri ödemek için kazandık, kazandığımız her şeyi yine merkezlerimize yatırıyoruz. Rusya’daki en köklü ve bilinen sağlık merkezlerini sadece devlet değil, ayrıca yatırımcılar, sanayiciler ve iş adamları tarafından kurulduğu bilinmektedir. Genellile yıl dönümlerinde anımsıyoruz bunları, Sklifosofski Enstitüsü, Botkina Hastanesi, 1. Gradskaya hastanesi, çocuk Filatov hastanesi ve diğer bir çok hastane bu kapsamdadır. Bu hastaneler eski ve köklü olmalarına karşın içerisinde en yeni teknolojileri barındırmaktadırlar.


Bütün dünyadaki sağlık merkezleri, örnek vermek gerekirse Sloan Kettering Cancer Center, New York'ta bulunuyor ve Amerika'nın en köklü onkoloji merkezlerindendir, zamanında Rockefeller 3 milyon dolar desteği ile yapılandırıldı. Mayo kardeşler, 150 sene önce Mayo kliniğini kurmuşlardı ayrıca ticari amacı olmayan bir yapı olarak.


Peki siz neden bu alanda yatırım yapma gereği duydunuz ?

Arkadiy Stolpner: Mayo kardeşlerin kliniği kar amacı gütmeyen bir yapı kurmaları ile benzer bir şekilde.


Peki siz daha önce nerede çalıştınız ve bu maliyetleri karşılayacak parayı nereden kazandınız ?

Arkadiy Stolpner: 15 sene önce bir girişimci olarak iş hayatına atılarak ilk 1 milyon dolarımı kazandım ve ilk tanı merkezimi açarak yatırımımı gerçekleştirmiş oldum. Sağlık alanına girmem hekim olduğumdan kaynaklanıyor, ruhsal olarak da insanların iyi olması benim için önemlidir.


Ailenizde hekim öyküsü var mı ?

Arkadiy Stolpner: Hayır, ben ailede tek hekimim, sağlık alanında hayatımda uzun bir boşluk oluşmuştu, iyi bir hekim olduğumu düşünerek, sağlık alanında yöneticiliğe geçtim. 2002 yılında sıra arkadaşım, onto üroloji uzmanı Mihail Shkolnik yanıma gelerek, Sergey Berezzin ve beni tanıştırdı, böylelikle bir projeye girişmiş olduk.


Peki neden onkoloji, ailenizde onkoloji hastası olan birisi mi vardı ?

Arkadiy Stolpner: Hayır yoktu, kendiliğinden bu alanda ilerleyeceğimize karar verdik, öncelikle ilk özel MR merkezini açarak hastaların tanılarının koyulmasında onlara yardımcı olduk. Bir çok onkoloji hastalığı teşhisi koymamızdan ötürü, tedavi alanına da girişimde bulunduk. Onkoloji önemli bir alan olduğu da göz önündeydi.


Eşiniz yatırımlarınız konusunda bir söylemde bulundu mu ?

Arkadiy Stolpner: Hayır, o da hekim ve aynı zamanda benim iş arkadaşım MIBS merkezinde çalışıyor. İki oğlumuz da tıp fakültesinde okumakta.


Proton merkezini açtığınızda, projenizin tutunamama gibi bir riski nasıl değerlendirmiştiniz?

Arkadiy Stolpner: Yatırımdan çekinen bir insan girişimci olamaz. Bizler proton merkezini açmadan tam anlamıyla bütünleşik bir onkoloji merkezinin oluşmayacağının bilincindeydik.


Peki neden özellikle proton merkezi ?

Arkadiy Stolpner: Proton tedavisi konusunda sayılı ülkelerden birinde, yeni nesil bir proton merkezinin önemini anlamıştık.


Uzmanları nerden buldunuz ?

Arkadiy Stolpner: Kendimi eğitiyor ve hazırlıyoruz, önce fellowship yapan onkoloji uzmanlarını seçmeye çalışıyorduk, şimdi ise tıp fakültesi 5. Sınıf öğrencilerini de değerlendirmekteyiz geleceğin proton uzmanlarını yetiştirmek adına.


Size gelen uzmanlar çalışmayı nasıl değerlendiriyorlar ?

Arkadiy Stolpner: Proton tedavisi pazarında iş faaliyeti olarak dengeleri takip ediyoruz, fakat ne benim ne de uzmanlar için ücret ilk alanda yer almıyor, öncelikle kendimizi geliştirmeye çalışmaktayız, yeni teknolojileri kullanıyor, bilimsel çalışmalar sürdürüyoruz. Bu olanaklara sahip olduğumuz için, genç uzmanlar bizi tercih ediyorlar.


Yatırım için kazandıklarınızı hastalar aracılığı ile mi kazanıyorsunuz ? Devlet hastanelerinde tedavi alamayan hastalar genellikle özel sağlık kurumları tercih ediyorlar, fakat ücretler daha yüksek oluyor, sizin görüşünüz nedir ?

Arkadiy Stolpner: Devlet kurumlarında da ödemeli prosedürler yapılıyor, çalışmaya başladığımızda kazancımızın 90% hastaların ödemeleri ile alıyorduk. Tedavilerin 10% devlet tarafından karşılanmaktaydı. 2021 yılına geldiğimizde ise bütçemizin 80% yakını devlet tarafından karşılanırken, geri kalan hastalar tedavi ödemelerini kendileri karşılamaktadırlar.


Devlet açısından tedavilerin karşılanması karlı mıdır ?

Arkadiy Stolpner: Devletin yüksek teknoloji gerektiren tedavileri genel sağlık sigortası tarafından karşılama programı bulunmaktadır. Bizim kurumumuz devlet genel sağlık sigortası kapsamındadır. Yıllık olarak 600 hasta kadar devlet tarafından tedavileri karşılanarak kurumumuzda tedavi olabiliyorlar. Bu çerçevede ülke genelinde çocuk ve yetişkin hastaları tedavi ediyoruz.


Devlet kurumlarında kota yetersizliği bulunabilmekte, bu kotalar neden alınmalı ?

Arkadiy Stolpner: Hastaların tedavi görmeleri için belirli bir maliyetin karşılanması gerekiyor, Yılda 1000 kişi tedavi edebilen bir hastanede 900 adet tedavi kotası var ise, 901. Kişi tedavi olamıyor, devlet tarafından ayrılan bütçeyi aştığından dolayı sadece belirli ölçüdeki insanları tedavi edebilirsiniz.


MIBS’te tedavi gören hastaların bütçesini kim karşılıyor ?

Arkadiy Stolpner: Ağırlıklı olarak sağlık sigortası federal fonu, yani Rusya sağlık bakanlığı. Yılda 100 kişinin tedavi görmelerini St. Petersburg yerel bütçesinden karşılanıyor, Moskovanın ayırdığı bütçe ve yurtdışından gelen hastalar da var. Kotalar bittiğinde yardım fonları da gerekli destekleri yapabilmektedir.


Merkezinize gelen yabancılar hangi ülkelerden geliyorlar ?

Arkadiy Stolpner: Farklı ülkelerden gelen hastalarımız var, Kanada, Amerika, Almanya dahil olmak üzere, İsrailin en büyük sağlık fonu ile anlaşmamız var, pendemiden önce çok sayıda hasta oradan geliyordu.


Siz 63 yaşındasınız, hayal edilen bir yaş değil belki fakat bir hayaliniz var mı ?

Arkadiy Stolpner: Nasıl hayal kurulacak yaş değil? Çok iyi bir formdayım, ve merkezimizin uluslararası alanda önemli bir referans merkezi haline gelmesini istiyorum. Profesyonel sporcu olduğum için kazanmayı seviyorum, hayatta spordaki gibi 30 yaşından sonra sana çıkışı gösteren yok, her şey mümkün.


Kaynak: https://protherapy.ru/protontherapy/deti-posle-protonnoj-terapii-onkozabolevanij-zivut-celuu-zizn


Comments


bottom of page